Afrika, Amerika, Asya, Avrupa ve Avustralya, özetle dünyanın her tarafında öğrencilerin, halkların, bir kısım siyasilerin, işgalci İsrail’in dışarıdan gelip Filistin halkını öldürerek, evlerine sahip çıkarak, her sene toprak çalarak, can alarak bir ülke kurmasına ve Filistin halkını dünya üzerinden silmesi hareketine karşı tepkiler vermesine şaşan insanlar var.
Müslüman olmadığı halde Müslüman Filistinlilere destek vermelerine ABD yöneticileri şaşıp kalıyor ve belermiş gözlerle onları sindirmek için her türlü zorbalığı yapıyor.
Dünyanın her yerinde haklının, doğrunun, iyinin, güzelin destekçisi mutlaka olmuştur olacaktır.
Peygamber Efendimiz Taif’te taşlandıktan sonra, Mekke’ye dönüyor. Fakat Mekkeliler bunu haber alıyorlar.
Efendimize çok katı bir şekilde karşılık verecekler.
Bunu haber alan Peygamber Efendimiz (S.A.V.) yine Mekke’nin ileri gelenlerinden Mut’im b. Adiy’ye haber gönderiyor ve himayesini istiyor.
Mut’im de himaye vereceğini vaat ediyor. Oğullarını si¬lahlandırıp gönderiyor.
Peygamberimizi de evine misafir ediyor. Günümüzde de Müslümanların kendi gibi düşün¬meyen insanların himayesini zor durumda kaldıkları vakit isteyebileceğine cevaz çıkıyor buradan.
Günümüzde de himaye sistemi aynen işlemektedir.
Uluslararasında devletlerin himaye isteyenleri vardır. Müslümanlar, davasından hiçbir zaman taviz vermiyorsa, himaye isteyebilir.
Bütün insanlar, Hazreti Âdem’in çocuğu olmaları, bütün canların “kalü bela”da “Rabbimiz sensin” dedikleri için her doğan çocuk fıtrat üzere doğar.
Yani günahsız İslam fıtratı üzerine doğar.
Tarihte Müslüman olmadığı halde Sasani Kisrası’nın adı Adil Nuşirevan’dır.
İslam’dan önce yaşamış Arap’ın en cömerdi, Hatem-i Tai cömertliğin sembol adamı olmuş.
Medine Yahudilerinden Muhayrık isimli biri Müslüman olmadığı halde Sevgili Peygamberimize destek vermiş, ölürken de mallarının tasarrufunu Sevgili Peygamberimize vasiyet etmiş. Peygamber Efendimiz de onun mallarını vakfetmiş ve:
“Yahudilerin en hayırlısı Muhayrık’tır” buyurmuş.
Tarihimizde vakıf hukuku hakkında ilk eseri yazan Hassaf, Ahkâm-ül evkaf sayfa 1’de Sevgili Peygamberimizin ilk vakfettiği mal, Muhayrık isimli bir Yahudi’nin malıdır.
(Bak İbni Sa’d, Tabakatı Kübra 1/502, İbni Hişam, Siyre 2/88)
Ashab-ı kiramdan Hakim bin Hızam isimli sahabe, Sevgili Peygamberimize:
“Yâ Rasûlallah! Ben, cahiliye döneminde (yani ben kâfirken) ibadet eden, sadaka vererek, köleleri özgürlüğüne kavuşturarak, akrabaları ziyaret edip onları kollardım. Ne düşünüyorsun, benim müşrikken yaptıklarımdan bana bir karşılık var mıdır?” dedim.
“Sen geçmişte yaptığın hayırlardan dolayı Müslüman oldun” dedi. ((Buhari, Sahih, K. Zekât, bab 25)
Amr’la Ömer, ikisi de Mekke Daru’n-Nedve/Paralamentosunda üye iken ikisinden birinin Müslüman olması için Sevgili Peygamberimiz dua eder.
Amr yani Ebu Cehil, Müslüman olmaz ama Ömer yani Hattab oğlu Ömer Müslüman olur.
Aralarındaki fark, Ömer, “Muhammed’i ben öldüreceğim” diyerek kılıcı aldığı gibi onu aramaya çıkacak kadar cesur ama yüz yüze gelip onun getirdiği ayetleri okuyunca, doğruluğuna boyun eğecek kadar da iyiliği, doğruluğu arayan adam. Allah ondan arzı olsun.
Rabbimiz bu durumu şöyle bildirir bize:
“(Kur'ân'ı bırakıp) nereye gidiyorsunuz?
Bu, âlemler için ancak bir öğüttür.
Sizden doğru olmak isteyen için (bir öğüttür).
Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz hiç bir şey dileyemezsiniz.” (Tahrim süresi ayet 81/26-29)
İslam dinini doğru yollardan öğrendiği halde inkârında ısrar edenler, kendileri her ne kadar doğru olsalar da o doğruluklarının ahirette faydasının olmayacağını dünyanın ve ahiretin yaratıcısı ve sahibi olan Allah celle celalüh şöyle haber verir:
“…Kim imanı inkâr ederse ameli boşa gider. O ahirette zi¬yan edenlerdendir.” (Maide süresi ayet 5/5)
İslam’ı kabul eden gayrimüslimler araştırıldığında, kâfirken de iyi olmaya dikkat eden ve iyiliğin kaynağını araştıran insanlardan meydana geldiği görülür.
Londra’nın özgürlük meydanında veya parlamentosunda veya kraliyet sarayında, onların en önemli yanlışının doğrusunu söyleseniz, sizi yürekten alkışlayacak insanlar çıkar.
Bu durum, dünyanın her yerinde aynıdır.